Yazı kategorisi: Sergi

Altın Elbiseli Adam Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmeye başlandı.

TÜRKSOY ve Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Merkez Müzesinin birlikte organize ettiği, “Büyük Bozkırın Tarihi ve Kültürel Mirası” sergisi 12 Eylülde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde açıldı.

Türkiye’ye ilk defa 2018 Kasımda İstanbul’da, Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde gelen sergi bu kez Ankara’ya getirildi.

Sergide, eski dönemlerde Orta Asya’da yaşayan halkların göçebe kültürüne ilişkin arkeolojik buluntuların yanı sıra, Kazakların yaşam, çevre ve kültürel özelliklerini yansıtan etnografik eserler yer almaktadır.

İçlerinde Kazakistan’ın en önemli arkeolojik buluntularından olan ve ulusal sembollerinden birine dönüşen “Altın Elbiseli Adam” kalıntılarının da yer aldığı sergide, Kazakistan coğrafyasında milattan önceki dönemden günümüze kadar yaşayan çeşitli medeniyetlerin kültüründen haber veren eserlerde mevcuttur.

Sergi 12 Ekime kadar gezilebilir.

https://www.iha.com.tr/haber-altin-elbiseli-adam-ankarada-800766/

Yazı kategorisi: Resim, Fotoğraf (photo), Sergi, Sergi(Resim,Fotoğraf)

Odunpazarı Konağında Gülay Yılmaz resim sergisi açılacak

Gülay Yılmaz’ın kişisel resim sergisi Yansımalar Odunpazarı Konağında sanatseverlerle buluşacak. Sergi 1 Aralık C.tesi günü 14.00’de açılacaktır.

Sergi aynı gün sona erecektir.

Odunpazarı Konağı

Odunpazarı Konağı kültür ve sanatı lezzetle buluşturmak ideali ile yola çıkarak 2018 yılında faaliyete geçti.

Odunpazarı evlerinde faaliyete geçen konak sanatseverlere yemek kültürünü de içine katan etkinliklerle hizmet vermeyi gaye edinmiştir.

Konak’ta şu ana kadar Atatürk’ü anma gecesi, Karadeniz gecesi, Çiğ Köfte Gecesi etkinlikleri ile Büyükçekmece Belediyesi Halk Akademisi öğrencileri “10 Kasım ATA’ya özlem” resim sergisi ve Prof. Dr. Can Ayday ile Eskişehir ve Deprem Gerçeği konulu Bilim sohbeti düzenlenmiştir.

Ayrıca her hafta Çarşamba ve Cuma günleri antika müzayedesi düzenlenmektedir.

9 Kasım’da Atatürk’ü anma gecesinde Atatürk’ün sevdiği türküleri Rana Kılıçaslan seslendirirken, yemek olarak da sanatseverlere Atatürk’ün sevdiği yemeklerden kuru fasulye, pilav, zeytinyağlı bakla, turşu, beyaz leblebi, peynir ve irmik helvası hazırlanmıştır.

Karadeniz gecesinde de Karadeniz türküleri eşliğinde Karadeniz yemekleri hazırlanmıştır. Tulumla çalınan türküler eşliğinde, karalahana sarması, mıhlama, turşu kavurması, sütlaç, mısır ekmeği ve su böreği yenmiştir.

Konak Eskişehir’de turizm konusunda ticari faaliyetleri olan Ragıp Ferda Aydınalp tarafından işletilmektedir.

Yazı kategorisi: Film, Gösteri, Festival, söyleşi

Eskişehir Uluslararası Film Festivali 16 Kasımda başlıyor Dünyadan Filmler

20. Eskişehir Uluslararası Film Festival, 16 –24 Kasım 2018 tarihleri arasında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sinema Genel Müdürlüğü destekleri ile Anadolu Üniversitesi ve İletişim Bilimleri Fakültesi tarafından gerçekleştirilecektir.

Türkiye’nin üniversite kimliği taşıyan uluslararası tek uzun metraj film festivali olan Eskişehir Uluslararası Film Festivali, 20.kez sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanırken festivalin etkinlikleri de belli olmaya başladı.  

Festival Filmleri

2018 yılındaki festivalde Türk Sineması, Dünya Festivallerinden, Gece Yarısı Sineması, 20 Yılın Unutulmazları, Özel Gösterim, Türkiye’den Kısa Filmler, Dünyadan Kısa Filmler, Anısına, Dünya Sinemasının Genç Yıldızları, Canlandırma Sineması, Hayatımız Belgesel, Engelli Farkındalık alanında toplam 64 film seyirci ile buluşacak.

Film Söyleşileri

Bu yıl Sibel, Güvercin, Çirkin Kral Efsanesi, Ağa, Tuzdan Kaide, Borç, Aydede, Kaos, Arada, Çınar, Anons filmlerinin bitiminden sonra Sinema Anadolu’da film söyleşileri olacaktır.

Festivaldaki filmlerin oynayacağı salon ve tarihleri görmek için tıklayın…

Festival Tanıtım Filmi için tıklayın…

Dünyadan Filmler

Dünya Festivallerinden(9 film) Arakçılar Shoplifters, Climax, Dogman, Don Kişot’u Öldüren Adam (2018), The Man Who Killed Don Quixote, Kefernahum Capharnaüm, Soğuk Savaş Cold War, Şüphe Burning, Tarihe barbar olarak geçmek umurumda değil! If Do Not Care If We Go Down In History as Barbarians, Üç Hayat Trois Visages,

Dünya Sinemasının Genç Yıldızları (10 film) Aga (2018), İtaat (2018) Obey,   Kız (2018) Girl, Limonata (2018) Lemonade, Öylece Oturan Fil An Elephant Sitting Still,   Rahat Bir Nefes (2018) And Breathe Normally, Retablo (2017,) Sara ve Selim Hakkında (2018)The Reports on Sarah and Saleem,  Suçlu(2018) The Guilty, Zavallı Pity (2018)

Dünyadan Kısa Filmler(6 film) Duvarın Ardındaki Erkekler (2018), Sınırda (2018, Matria (2017),    Sevgili Basketbol (2017), Taslak (2017), Sarsıntı (2018)

Dünya Festivallerinden(9 film)

Arakçılar

Arakçılar (2018), çalarak geçinmeye çalışan bir aileyi gözler önüne sererken, keskin bir toplumsal eleştiri de getirir.  Osamu ile oğlu, marketten çaldıklarıyla eve dönerken, neredeyse soğuktan donacak küçük bir kız çocuğuyla karşılaşırlar. Başlangıçta, besleyecek bir boğaza daha karşı çıkan aile, küçük kızın yaşadığı zorlukları öğrendiklerinde ona kucak açar. Küçük kız, eve neşe getirir; ancak, gizli bir gerçeğin açığa çıkmasıyla her şey değişir. 

Usta Japon yönetmen Hirokazu Koreeda, 16. Eskişehir Uluslararası Film Festivali’nde, Benim Babam Benim Oğlum (2013) filmiyle  yer almıştı.  Acımasız bir kentte kurulan aile bağlarını anlattığı son filmi Arakçılar, 71. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’nü aldı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Climax

Çarpıcı açılışıyla Climax (2018), dans çalışmalarının bir kış gecesinde sanrılarla dolu, irkiltici boyutlara ulaşmasını anlatır. 1990’lı yılların ortasında yirmi dansçı, gösterilerine çalışmak için, ormandaki eski bir yatılı okulda buluşurlar. Birbirlerini yeni yeni tanıyan dansçılar, üç gün boyunca hem çalışır hem de eğlenirler. Ayrılmadan önce, eğlenceli bir gece düzenlemeye karar verirler. İlerleyen saatlerde, kendinden geçen dansçılar, sıra dışı davranışlarda bulunurlar. Kimileri cennette zaman geçirdiğini, kimileri de cehenneme düştüğünü sanır. Filmde sevinçten karmaşaya hatta, kargaşaya dönüşen son gece, çarpıcı bir betimlemeyle gözler önüne seriliyor. 

Irreversible (Dönüş Yok, 2018) filmiyle tanınan yönetmen Gaspar Noe, filmlerinin senaryolarını da kendisi yazıyor. Yönetmen, birçok filmindeki gibi, Climax filminde de doğumun ve ölümün tüm olağanüstülüklerine karşın, aralarında yer alan yaşam sürecindeki insanın, gelip geçici bir zevke mi odaklandığını sorguluyor. 

Climax, ilk kez 71. Cannes Film Festivali’nde gösterildi. Yönetmenlerin 15 Günü (Quinzaine) Film Günleri’nde Sinema Sanatı Ödülü’nü kazandı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Dogman

Dogman (2018) İtalya’nın kenar mahallelerinde geçen bir film.  Herkese çok nazik davranan Marcello, karısıyla boşandıktan sonra yaşamını, küçük kızlarını mutlu etmeye adamış, köpek bakıcılığıyla geçinen biridir. Kızı, uzak ülkelere tatile gitmeyi çok istemektedir. Kızının isteğini gerçekleştirmek için yeterli parayı kazanamayan Marcello, ek bir iş yürütmeye başlar. İkinci işinde çalışırken, şiddet düşkünü eski boksör Simone ile yolları kesişince, tüm yaşamı değişir. Marcello, onurunu geri kazanmak için, tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bir karar vermek zorundadır.  

  İtalyan yönetmen Matteo Garrone, Reality (2012) filmiyle 65. Cannes Film Festivali Büyük Ödülü’nü kazanmıştı. Dogman filmi, 71. Cannes Film Festivali’nde Marcello Fonte ile En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü, filmdeki köpeklerle de Palm Dog Ödülü’nü kazandı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Don Kişot’u Öldüren Adam (2018), Miguel de Cervantes Saavedra’ın yazdığı,   edebiyat tarihindeki ilk çağdaş romanın   kahramanı  Don Quixote’nin (İspanyolca okunuşu Don Kihote; Türkiye’de bilinen adıyla Don Kişot), başından geçen ilginç olaylardan esinlenilmiş  fantastik  bir öyküyü  anlatıyor. Alaycı  reklam yönetmeni  Toby, La Mancha adındaki küçük bir İspanyol kasabasında çektiği  filminin etkileriyle yıllar sonra yüzleşmek zorunda kalır. Kendini Don Kişot sanan eski bir ayakkabıcı, Toby’i  de  Sancho Panzo yerine koyarak,  gerçeküstü bir  yolculuğa çıkar. Ardından, 21. yy.  Londrası ile 17. yy.  La Manchası;  gerçekle  kurmaca;  aklı başındalıkla delilik;  çılgınlıkla dinginlik; mantıklıyla  saçma birbirine karışır. 

Terry Gilliam,  hem yönettiği hem de senaryosuna katkıda bulunduğu Brazil (1985) filmiyle 58. Oscar  ödüllerinden En İyi Özgün Senaryo  ödülüne  adaydı. 1989 yılından beri üzerinde çalıştığı Don Kişot’u Öldüren Adam, 71. Cannes Film Festivali’nin kapanış filmi seçildi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Kefernahum

Kefernahum (2018), kutsal sayılan şehirlerden birinin adı. Filmde, Suriyeli sığınmacı, 13 yaşındaki  Zain Al Rafeea, oyunculuk yeteneğiyle öne çıkıyor. Filmde de aynı addaki bir çocuğu canlandırıyor. Ailesi yalnızca birkaç tavuk karşılığında Zain’in 11 yaşındaki kız kardeşini, evlendirmek için, bir adama satar. Zain, yaşadıklarına artık katlanamayarak  evden kaçar. Sonrasında ailesine karşı, kendisini neden bu dünyaya getirdiklerini sorgulayan  bir dava açar. 

Yönetmen Nadine Labaki, bir gece, trafikte kırmızı ışıkta beklerken,  kucağındaki yarı uykulu çocuğuyla  dilenen  bir kadınla karşılaşır.  Gördüklerinden etkilenerek neredeyse üç yıl boyunca, aynı koşullardaki çocukların, bu yaşama nasıl düştüklerini araştırır. Edindiği bilgileri, yaşanan sorunların altını çizmek için, en güçlü araçlardan sinemayı kullanarak anlatmak istediğini açıklamıştır.

Film ilk kez,  71. Cannes Film Festivali’nde gösterilmiştir. Festivalin, Jüri Ödülü’nün yanında  üç ödül daha kazanmıştır.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Soğuk Savaş

Soğuk Savaş (2018), uyumsuz karakterlerine karşın, birbirlerine tutkuyla bağlanan Wiktor ile Zula’nın, soğuk savaş döneminde yaşadıkları aşkı, muhteşem müzikler eşliğinde anlatıyor. Polonya, Berlin, Paris, Yugoslavya boyunca süren; ancak özgürce yaşanamayan bu tutkulu aşkın ardında, yakın dönemin tarihsel olayları da sorgulanıyor. Siyah-beyaz çekilen filmde ışık, ustaca kullanırken, 15 yıllık yakın geçmiş, perdeye yansıtılıyor. 

Polonyalı yönetmen Pawel Pawlikowski,  87. Oscar Akademi Ödülleri’nde İda (2013) ile Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar kazandı. İda,  16. Uluslararası Eskişehir Film Festivali’nde yer almıştı. Soğuk Savaş filmiyle 71. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için de yarışan Pawel Pawlikowski, En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazandı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Şüphe

Film biri zengin, diğeri yazar adayı iki erkekle bir genç kadın arasındaki aşk üçgenini anlatıyor. Jongsu, romanını yazmaya çabalarken, yarı zamanlı posta dağıtımı işinde çalışır. Dağıtım sırasında karşılaştığı Hae-mi’ye, gideceği Afrika yolculuğu sırasında, onun kedisine bakacağına söz verir. Genç kadın, yolculuktan Ben adındaki varlıklı bir erkekle döner. Yaşanan gizemli bir olay, üç kişinin yaşamını da derinden etkileyecektir.

  Vaha (2002), Güneşli Kent (2007),  Şiir (2010) filmleriyle tanınan Lee Chang-dong’un sekiz yıl aradan sonra çektiği Şüphe (2018) , Haruki Murakami’nin öyküsünden sinemaya uyarlandı.  Film ilk kez,  Cannes Film Festivali’nde gösterilerek festivalden, iki ödül kazandı. Şüphe (2018) ayrıca, 91. Akademi Ödülleri’nde Yabancı Dilde En İyi Film dalında, Güney Kore’nin adayıdır.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Tarihe barbar olarak geçmek umurumda değil!

Filmin adına da yazılan, Romanya Bakanlar Kurulu’nda söylenen, “Tarihe barbar olarak geçmek umurumda değil!”  cümlesi, 1941 yılında, savaşın doğu kanadındaki soykırımı başlattı.  Genç sanatçı Mariana, binlerce insanın öldürüldüğü bu soykırımı, tiyatro oyununa taşımak ister. Gösterim için, Bükreş’in ortasındaki alanı kullanmayı düşünmektedir. Amacını gerçekleştirmek için geçirdiği süreç, soykırımın yadsınmasını ve geçmişle yüzleşilememeyi göz önüne serer. 

  1977 Bükreş doğumlu Radu Jude, Aferim! (2015) filmiyle 65. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Dalı’nda Gümüş Ayı ile ödüllendirildi. Scarred Hearts (2016) ile Locarno Film Festival’inde, Jüri Özel Ödülü aldı. Tarihe Barbar Olarak Geçmek Umurumda Değil (2018) ise 53. Karlovy Vary Uluslararası Film Festivali’nde dünya gösterimine çıkarak, En İyi Film Dalı’nda Kristal Küre ile ödüllendirildi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Üç Hayat

Üç Hayat (2018), ailesinin konservatuvar öğrenimi görmesine izin vermediği için intihar etmek isteyen Marziyeh adlı genç bir kızın veda konuşmasının video kaydıyla başlar. İzlediğinden etkilenen ünlü sinema oyuncusu Behnaz Jafari, işlerini yarıda bırakarak Jafar Panahi’yle birlikte, hayallerini gerçekleştirmek isteyen kıza yardım etmek için yola koyulur. Uzun çekimlerle aktarılan İran’ın kuzeyindeki dağlık bölgedeki görselliğin eşliğinde Jafari ile Panahi bir yandan, Marziyeh’i çevreleyen İran, Azerbaycan ve Türk geleneklerini tanımaya çalışırken; diğer yandan, geleneğin kaderle arasındaki bağla yüzleşmek zorunda kalırlar. 

İranlı usta yönetmen Jafar Panahi’nin Taksi Tahran’dan (2015) sonra merakla beklenen yeni filmi Üç Hayat, 71. Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülünü aldı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Dünya Sinemasının Genç Yıldızları (10 film)

Aga (2018)

Aga (2018) filmi Sedna, Nanook ile  kızları Aga’nın yaşamını anlatır. Kuzeyin karla kaplı coğrafyasında Nanook ile  Sedna, atalarının geleneklerine göre yaşarlar. Dışarıdan bakanlar için yaban doğanın ortasında, dünyada kalan son insanlar gibi yalnızdırlar. Sedna ile Nanook’un geleneksel yaşamı, yavaşça ama kaçınılmaz bir biçimde değişir. Avlanmak, giderek zorlaşır. Çevrelerindeki hayvanlar, anlaşılmaz bir şekilde ölür. Buzullar, yıllar geçtikçe daha erken erimeye başlar. Kızları Aga, ailesiyle  anlaşamadığı için uzun zaman önce, yaşadıkları yeri terk etmiştir. Sedna ile  Nanook’a düzenli aralıklarla uğrayan  Chena onların, dış dünyayla arasındaki tek bağlantılarıdır. Sedna’nın sağlığı bozulmaya başlayınca Nanook, eşinin dileğini yerine getirerek kızını bulmak için, uzun bir yolculuğa çıkar.

Aga, ilk filmi Yabancılaşma (2013) ile Venedik Film Festivali’nde Fedeora Ödüllerinde En İyi İlk Film Ödülü’nü alan yönetmen Milko Lazarov’un ikinci filmi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

İtaat (2018) Obey 

Evde, alkolik annesiyle küfürbaz üvey babasının ezdiği, sokaklarda çetelerin kovaladığı 19 yaşındaki Leon, varoluş sancısı içindedir. Gecekonduda yaşayan sarışın, güzel Twiggy’le tanıştığında, Leon’un içinde yeni duygular uyanır. Her ne kadar Twiggy’nin zevk düşkünü yaşam tarzıyla hareketli dünyasına uzaksa da Leon, ilk kez aşka kapılmıştır. Twiggy artık, onu istemeyince kabuğuna çekilir; ancak, ülkeyi ikiye bölen yıkıcı 2011 Londra ayaklanmalarında, denetleyemediği olgunlaşmamış duygularının iplerini salar. 

Film çekmeye başladığı 2000 yılından bugüne değin, beş kısa filmle iki belgesel yöneten Jamie Jones, ilk uzun metrajlı filmi İtaat (2018)’da tüm filmlerinde yanıtını aradığı soruları yöneltmeyi sürdürüyor: Yoksulluk neden bu kadar çok şiddetle bağlantılıdır ve neden, insanları aşırı uçlara gitmeye zorlar?

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Kız (2018) Girl 

15 yaşındaki Lara balerinlikte yükselmeye kendini adamıştır. Amacına ulaşmak için babasının desteğiyle yeni okuluna başlar. Lara’nın ergenlik dönemine ilişkin sorunları ve sabırsızlığı, balerinliğin gerektirdiği esnekliğe ulaşamayan bedeni nedeniyle daha da artar; çünkü Lara, doğduğunda bir erkektir. 

27 yaşındaki yönetmen Lukas Dhont, aralarında Belçika’nın Oscar aday adayı da olan L’infini (2014) gibi birçok başarılı kısa filmin yönetmenidir. Oscar ve The Wolf’un “Strange Entity” adlı şarkısı için yaptığı müzik videosu ile de tanınan sanatçı, birçok başarılı müzik videosu yönetmiştir. Cannes Cinéfondation’da geliştirilen ilk uzun metrajlı filmi Kız (2018), 71. Cannes Film Festivali’nde Altın Kamera En İyi İlk Film FIPRESCI, Altın Kamera En İyi Yönetmen, Belirli Bir Bakış En İyi Erkek Oyuncu ve Queer Palmiye ödüllerini kazanmıştır.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Limonata (2018) Lemonade 

Limonata (2018), Amerika’da geçici çalışma izni almak isteyen, Romanyalı genç hemşire Mara’nın başından geçenleri anlatıyor. Mara, 9 yaşındaki oğluyla geçinmeye çalışan genç bir annedir. Yeni tanıştığı, Amerikalı Daniel ile evlenirler. Yaşamları yolunda giderken, yeşil kart almak istediğinde, işler sarpa sarar. Film, Mara’nın bir gün içinde, çocuk bakıcısıyken yaşadıklarından, beklenmedik bir anda çağrıldığı Amerikan göçmenlik biriminde karşılaştığı zorluklara; motel odasında bıraktığı oğluna kavuşmak için, polisle arasından geçenlerden, banka kredisi başvurusuna değin karşılaştığı birçok soruna odaklanıyor. 

  Romanya sinemasının yeni yönetmeni Ioana Uricaru’nun ilk uzun metrajlı filmi Limonata, ilk kez 68. Berlin Film Festivali’nde gösterilmiştir. 

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Öylece Oturan Fil, An Elephant Sitting Still 

Derler ki Çin’in kuzeyindeki Manzhouli şehrinde, gün boyunca oturan, dünyayı umursamayan bir fil vardır. Filmin kahramanları için Manzhouli, bir kaçış yeridir. Öğrenci Bu, kendisine durmadan kaba güç gösteren Shuai’i, merdivenden aşağı iterek kaçar. Öte yandan, Bu’nun sınıf arkadaşı Ling, annesinden uzaklaştıkça öğretmenine karşı aşk duyguları beslemeye başlar. Shuai’nin ağabeyi Cheng, bir arkadaşının özkıyımından kendini sorumlu tutar. Bu’nun yaşlı komşusu Bay Wang’ın oğlu, babasını bir bakım evine yatırmak ister. Karakterlerin duygusal sorunlarıyla nihilistik bakış açılarının nedeni, doğrudan ya da dolaylı etkileriyle yaşanan ekonomik çöküntüdür. 

Romanlarıyla Çin’de dalgalanmalar yaratan Bo Hu, Pekin Film Akademisi’nde yönetmenlik öğrenimi görmüştür. Film, yönetmenin ilk ve son uzun metrajlı çalışmasıdır. Yönetmen, 29 yaşındayken, 2017 yılında, yaşamına kendi eliyle son vermiştir. Film Türkiye’de ilk defa 20. Eskişehir Uluslararası Film Festivali’nde gösterilmektedir.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Rahat Bir Nefes (2018) And Breathe Normally 

Rahat Bir Nefes (2018) İzlanda’nın Reykjanes yarımadasındaki İzlandalı bir anneyle Gineli göçmen bir kadının kesişen yaşamlarına odaklanıyor. Kendilerini beklenmedik olayların içinde bulan iki kadın, yaşamlarını yoluna koymaya çalışırken aralarında derin bir bağ kurulur. 

Toplumsal gerçekçi nitelikteki Rahat Bir Nefes (2018), kısa filmleriyle yüzlerce ödül alan Isold Uggadottir’in ilk uzun metrajlı filmidir. Göçmen sorununun yaşanmadığı düşünülen İzlanda’da, konunun yerel toplumsal etkilerini gösteren film, 14. Sundance Film Festivali’nde En İyi Yönetmen, 14. Traverse City Film Festivali’nde En İyi İlk Film, 41. Göteborg Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü’nü kazanmıştır. 

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Retablo (2017) 

Retablo, Peruluların heykelle resim sanatlarını birleştirerek dinsel ya da mitsel öyküleri desenledikleri, geleneksel el sanatına verilen addır. Filmde, Peru’nun dağ eteğindeki bir köyde ailesiyle yaşayan 14 yaşındaki Segundo, babasının izinde ilerlemektedir. Kutu üzerine desenler işleyen genç Segundo, babasına saygı duymaktadır; ancak ailesinin mirasını taşımak zordur. Üstelik bu mirasın, kendisini yaşamının sonuna değin, dağda kalmasını gerektireceğini anlayarak kaygılanmaya başlar. Segundo, babasının yürek burkan bir sırrını tesadüfen öğrenince dindar,  tutucu köylülerin katı gerçekleriyle yüzleşecektir:  Babasıyla düşündüğünden daha derin bir bağının bulunduğunu açığa çıkaran gerçekler… 

Sundance Uzun Metrajlı Film Programı Laboratuvarı’nda geliştirilen Retablo (2017), Londra Film Akademisi’nde öğrenim gören yönetmen Álvaro Delgado-Aparicio’nun, ilk uzun metrajlı filmidir. Aralarında 68. Uluslararası Berlin Film Festivali’nin de bulunduğu birçok festivalden ödülle dönen film, 20. Eskişehir Uluslararası Film Festivali’nde Türkiye’de ilk kez gösterilecek. 

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Sara ve Selim Hakkında (2018) The Reports on Sarah and Saleem 

Sara, Batı Kudüs’te kafe işleten İsrailli bir kadındır. Selim ise Doğu Kudüs’te kurye olarak çalışan Filistinli bir erkektir. Ayrı dünyaların insanları Sara ile Selim, saygın ailelerini küçük düşürmeyi de göze alarak, yasak bir ilişki yaşamaya başlar. Buluştukları bir gece,  yanlış zamanda, yanlış yerde görüldüklerinde ilişkileri, tehlikeli siyasal bir boyut kazanır. Artık, bozulan evliliklerinden daha büyük sorunlarla savaşmak zorunda kalacaklardır. 

İlk uzun metrajlı filmi Love, Theft and Other Entanglements’ın (2015) ön gösterimi,  Berlin Film Festivali’nde gerçekleştirilen 33 yaşındaki yönetmen Muayad Alayan, ikinci uzun metrajlı filmi Sara ve Selim Hakkında (2018) ile aralarında 47. Rotterdam Uluslararası Film Festivali’nin de bulunduğu, pek çok festivalden ödülle döndü.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Suçlu (2018) The Guilty

Suçlu (2018), geçici bir süre telefonları yanıtlamakla görevlendirilen polis memuru Asger Holm’un, kaçırılan bir kadından aldığı yardım çağrısıyla gelişen olayları anlatır. Telefon bağlantısı  ansızın kesilince, kadını hatta tutmaya çalışan Asger için, zamana karşı bir yarış başlar. Çok geçmeden Asger,  düşündüğünden çok daha büyük bir suçla karşılaştığını anlayacaktır. İki ayrı dar odada, baştan sona gerçek zamanlı çekilen Suçlu (2018), Danimarkalı yönetmen Gustav Möller’in ilk uzun metrajlı filmidir. Gerilim öğelerini ustalıkla bir araya getirerek klostrofobik bir hava yaratan film, 15. Baltic Debuts Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü; 47. Uluslararası Rotterdam ile 14. Sundance Film Festivali’nde de Seyirci Ödülü’nü almıştır. 

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Zavallı Pity (2018)

Başarılı bir avukatın yaşamını, komadaki karısı yönlendirmektedir. İnsanlar, sürekli güç vermeye çalışan avutucu bakışlarla kucaklamalar eşliğinde, karısının sağlık durumunu sorarlar. Kadının hiç beklenmeyen uyanışı, kendisini karısının acısıyla besleyen adamı, katlanılması güç bir sona ulaştırmıştır.  İnsanların kendisine acımalarından yoksun kalmak onu, boşluğa iter.  Dışarıda, toplumsal düzene uygun yaşıyorsa da kendisini acındırmaya yönelik aldatmacalı davranışları, hastalık boyutuna ulaşmıştır.  

48 yaşındaki Yunan yönetmen Babis Makridis, ikinci uzun metrajlı filmi Pity (2018) ile birçok festivalde övgüyle karşılanarak 9. Odessa Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Film ile En İyi Yönetmen, 32. Karadağ Film Festivali’nde ise Grand Prix Altın Mimoza En İyi Film ödüllerini aldı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Dünyadan Kısa Filmler(6 film)

Sevgili Basketbol (2017)

Sevgili Basketbol (2017), Kobe Bryant’ın emekliye ayrıldığı basketbol sporu üzerine yazdığı ünlü şiirini, aynı adla; ancak yepyeni bir biçimde hayata geçiren Oscar ödüllü bir canlandırma filmi. Filmin yönetmeni, Disney’in Oscar ödüllü canlandırma çizeri Glen Keane. Filmin müzikleri ise Oscar ödüllü besteci John Williams’ın imzasını taşıyor. El çizimleriyle yaratılmış olan film, doğrudan basketbol oyununa hitap ediyor ve Kobe’nin basketbola olan gönül borcunu, sevgisini ve tutkusunu izleyiciye aktarıyor.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Taslak (2017) 

Birçok ödüllü belgesel yöneten ve aynı zamanda akademisyen olan Eva Stefani, Taslak (2017) adlı çağdaş masalında, bir yanda arşiv görüntülerinden faydalanırken öte yanda ince, şiirsel zekâsını gözler önüne seriyor. Taslak, dünyanın en saygın kısa film festivalleri arasında yer alan 64. Oberhausen Uluslararası Kısa Film Festivali’nde “Büyük Ödül” ile onurlandırıldı

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Matria (2017) 

Ramona, güçbela iletişim kurabildiği eşiyle yaşamakta ve despot bir yöneticinin işlettiği bir konserve fabrikasında çalışmaktadır. Gündelik yaşamın zorluklarıyla savaşırken tek sığınağı, kendisini, kızı ve torunuyla birleştiren ilişkisidir. Álvaro Gago’nun yönetmenliğini üstlendiği Matria (2017), 14. Sundance Film Festivali’nde “Kısa Film Büyük Jüri Ödülü”nü kazandı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Sınırda (2018) 

Bir sınır köyünde yaşayan Kore kökenli Çinli bir çocuk, Kore’ye gitmeyi hayal etmektedir. Hayaline kavuşmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Wei Shujun, Sınırda (2018) adlı kısa filmiyle 71. Cannes Film Festivali’nde “Kısa Film Jüri Özel Ödülü”nü kazandı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Duvarın Ardındaki Erkekler (2018) 

Tinder. Kadınlar erkek, erkekler de kadın arayışında. Hikâyemizin başkahramanı olan kadın İsrail’de, uygulamanın önerdiği erkekler de Batı Şeria’da olmasa her şey o kadar kolay olurdu ki… Tel Aviv’de yaşayan ve filmimizin hem yönetmeni hem de ana kahramanı olan İsrailli Ines, bölgede süregelen çatışmaya aldırış etmeden arkadaşlık siteleri ve uygulamaları aracılığıyla Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nden erkeklerle iletişim kuruyor. Sanal âlem ve gerçek dünya arasında gidip gelen genç kadın, İsrail’deki hukuki yasaklara ve toplumsal tabulara rağmen Batı Şeria’ya uzanan bir yolculuğa çıkıyor. Ines Moldavsky, dikkat çekici filmi Duvarın Ardındaki Erkekler (2018) ile 68. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde “Altın Ayı En İyi Kısa Film” ödülünü kazandı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Sarsıntı (2018)

Bir ormanda olduğunuzu hayal edin. Karanlık, sessiz, boş. Neden orada olduğunuzu bilmiyorsunuz. Ansızın bir uluma duyuyorsunuz. Orada olmak istemediğinizi hissediyorsunuz. Korkuyorsunuz. Bir kurt görüyorsunuz, bir tane daha ve bir tane daha. Size adım adım yaklaşıyorlar ve etrafınızı sarıyorlar. Bu durumda ne yapardınız? Dawid Bodzak, Sarsıntı (2018) adlı filmiyle 30. Clermont-Ferrand Uluslararası Kısa Film Festivali’nde “Büyük Ödül”ün sahibi oldu.

Ayrıntılıbilgi için tıklayın…. 

#Eskişehir #Uluslararası #Film #Festival  #AnadoluÜniversitesi #İletişimBilimleri #Kültür #Sinema #söyleşi #Dünya #Kısa #Genç #EskisehirFF @EskisehirFF

Yazı kategorisi: Film, Gösteri, Festival, söyleşi, Sergi

Eskişehir Uluslararası Film Festivali 16 Kasımda başlıyor

20. Eskişehir Uluslararası Film Festival, 16 – 24 Kasım 2018 tarihleri arasında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sinema Genel Müdürlüğü destekleri ile Anadolu Üniversitesi ve İletişim Bilimleri Fakültesi tarafından gerçekleştirilecektir.

Türkiye’nin üniversite kimliği taşıyan uluslararası tek uzun metraj film festivali olan Eskişehir Uluslararası Film Festivali, 20.kez sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanırken festivalin etkinlikleri de belli olmaya başladı.  

Bu yıl festivalde “Sinema Kültürüne Katkı Ödülü” 1957’de sinema dünyasına adım atan Türker İnanoğlu’nun 1997 yılında kurduğu TÜRVAK’a verilecek.

20. Eskişehir Uluslararası Film Festivali “TÜRVAK Sinema Sergisi”ne ev sahipliği yapıyor. Sergide 10.000 parçanın üzerindeki koleksiyon içerisinden Türk sinema tarihinde iz bırakmış filmlerin orijinal afişlerine ve TÜRVAK tarafından hazırlanmış sinema kitaplarına kadar birçok esere Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Bilim Kültür ve Sanat Merkezi – Sazova Parkı’nda yer verilecek.

Yumurcak(1921) Filmi, Eskişehir Uluslararası Film Festivali’nin yirminci, İletişim Bilimleri Fakültesi’nin kırkıncı, Anadolu Üniversitesi’nin altmışıncı yılına özel bir gösterimle seyirciyle buluşuyor: Şef Murat Sümer yönetimindeki Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası, filmin Charlie Chaplin imzalı müziğini canlı çalarak filme eşlik ediyor.

Ödüller

Sinema Kültürüne Katkı Ödülü bu yıl 1997 yılında, yapımcı ve yönetmen Türker İnanoğlu tarafından kurulan TÜRVAK- Türker İnanoğlu Vakfı’na takdim edilecek.  

Onur Ödülleri bu yıl iki usta isme; oyuncu Itır Esen ile oyuncu Macit Koper’e takdim edilecek.  

Sinema Emek Ödülleri bu yıl yönetmen Yılmaz Atadeniz, görüntü yönetmeni Çetin Tunca ile Makyaj uzmanı, ses sanatçısı ve oyuncu Suzan Kardeş’e takdim edilecek.  

Festival Filmleri

2018 yılındaki festivalde Türk Sineması, Dünya Festivallerinden, Gece Yarısı Sineması, 20 Yılın Unutulmazları, Özel Gösterim, Türkiye’den Kısa Filmler, Dünyadan Kısa Filmler, Anısına, Dünya Sinemasının Genç Yıldızları, Canlandırma Sineması, Hayatımız Belgesel, Engelli Farkındalık alanında toplam 64 film seyirci ile buluşacak.

Açılış Filmi  Hendrix, 17. Tribeca Film Festivali’nin Uluslararası Yarışması’nda En İyi Film Ödülü’nü alan ilk uzun metrajlı bu filmi, 20. Eskişehir Uluslararası Film Festivali’nde Türkiye’de ilk kez gösteriliyor. Ayrıntılı bilgi için tıklayın….

Film Söyleşileri

Bu yıl Sibel, Güvercin, Çirkin Kral Efsanesi, Ağa, Tuzdan Kaide, Borç, Aydede, Kaos, Arada, Çınar, Anons filmlerinin bitiminden sonra Sinema Anadolu’da film söyleşileri olacaktır.

Festivaldaki filmlerin oynayacağı salon ve tarihleri görmek için tıklayın…

Festival Tanıtım Filmi için tıklayın…

Şafak Ertan Çomaklı, Anadolu Üniversitesi Rektörü

“…Ülkemizin kültür birikimine katkıda bulunacak faaliyetlerin devamlılığını sağlamak için üniversitemizin bütün olanaklarını seferber ediyoruz.

Bu çabaların neticelerinden biri olan Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali bu yıl 20’nci kez siz değerli izleyicileri ile buluşuyor. Böylesi bir festivali 20 yıldır kesintisiz olarak gerçekleştirmek takdir edersiniz ki kolay değildir. Bu sebeple bizleri 20 yıldır sinema aracılığıyla bir araya getiren bu festivalin gerçekleşmesinde emeği geçen Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nin öğretim elemanlarına, personeline ve öğrencilerine, değerli sanatçılarımıza, konuklarımıza, festivale katkı sağlayan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyor, izleyicilerimize keyifli bir festival diliyorum….

Erhan Eroğlu, İletişim Bilimleri Fakültesi Dekanı, Festival Başkanı

“…Türkiye’de başka bir örneği bulunmayan Uluslararası Eskişehir Film Festivali’nin 20’nci yaşını kutladığımız bu yıl da farklı ülkelerden pek çok farklı filme yer verdiğimiz seçkimizi siz değerli izleyicilerimizin beğenisine sunuyoruz. Öğrencilerimizin sinema alanındaki bilgi ve birikimlerini geliştirecek atölyeler, çoğunun yönetmenliğini gençlerin ve öğrencilerin yapmış olduğu kısa filmler, Türk sinemasının önde gelen filmleri bu yıl da festivalimizde yer alacak. Bu yıla özel olarak “20 Yılın Unutulmazları” başlığı seyircimizle buluşacak.  Ayrıca müzikleri Senfoni Orkestramız tarafından seslendirilecek yönetmenliğini Charlie Chaplin’in yaptığı The Kid filminin gösterimi gerçekleştirilecek. Yine festivalimiz kapsamında “Sinema Kültürüne Katkı” ve “Kısa Film Yapım Desteği” ödüllerimiz sahiplerini bulacak. Ayrıca Oscar’ın ilk 20 yılında ödül almış filmlere ait afiş sergisi de fakültemizde festival süresince gezilebilecektir…”

Festival ekibi için tıklayın…

Eskişehir Uluslararası Film Festivali

Eskişehir Uluslararası Film Festivali ilk kez 1998 yılı baharında, “Uluslararası Eskişehir Sinema Günleri” adı altında, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Gülseren Yücel öncülüğünde; aralarında Yunanistan ve Slovenya’dan gelen film yönetmenlerinin de olduğu konukları ve sekiz uzun, üç kısa metraj filmden oluşan programı ile gerçekleşti. Doç. Dr. Serhat Serter ve Dr. Öğr. Üyesi Yaprak İşçibaşı ile birlikte Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nin de katkılarıyla gerçekleşen Sinema Günleri; klasik başyapıtları, dünya festivallerinin ödüllü filmlerini, bağımsız filmleri ve yeni yönetmenleri kentle buluşturdu.

 9 yıl sonra 2007 yılında, o zamana kadar büyük yol kat etmiş olan Sinema Günleri, “Eskişehir Uluslararası Film Festivali” adını aldı. Festival, kentteki sinema salonlarına yayıldı. Türkiye’de sinema kültürünün gelişmesine, sinemanın düşünsel boyutunun zenginleşmesine katkıda bulunmak amacıyla, festivalde ilk kez bir yarışma açıldı. Yarışma kapsamında “En İyi Sinema Kitabı”, “En İyi Sinema Makalesi” ve “Televizyonda En İyi Sinema Programı” ödülleri verildi. İlk yıldan itibaren verilen ve ilki İstanbul Kültür Sanat Vakfı başkanı Şakir Eczacıbaşı’na takdim edilen “Onur Ödülü”nün yanı sıra daha çok kameranın arkasında görev yapmış olan sinema emekçilerine “Sinemaya Emek Ödülü” verilmeye başlandı.  

20 yıllık katkısıyla kentin belleğinde önemli bir yer bırakan Eskişehir Uluslararası Film Festivali; Anadolu Üniversitesi bünyesindeki Sinema Anadoluyla, anımsamamızın hafızamızda güzel hatıraları açığa çıkardığı Kılıçoğlu Sinemasıyla ve kentteki gösterimlere katkı sunan Cinemaximum ve CinemaPink ile tüm sinemaseverlere ulaşmaya hedefledi. “Askıda Bilet” uygulamasıyla takvimlerde beklenir hale geldi.  

“Sinema Tarihinin Unutulmazları”, “Dünya Sinemasının Genç Yıldızları”, “Dünya Festivallerinden”, “Anısına”, “Gece Yarısı Sineması”, “Serbest Bölge”, “Hayatımız Belgesel”, “Konuk Ülke ve Sineması”, “Türk Sineması”, “Canlandırma Sineması”, “Kısa Filmler”, “Engelli Farkındalık” gibi bölümlerle, kentin sinema seyircisine yüzlerce film sunuldu, atölyeler, paneller, seminerler ve sinema dersleriyle festival süresince konuklar ağırlandı

Festival arşivi için tıklayın….

Türker İnanoğlu

1960’ta kendi şirketi Erler Film’i kurarak, siyah-beyaz ve renkli 200’ün üzerinde film çeken, 1979’da Ulusal Video şirketini kurarak Türkiye’de yeni bir süreci, video dönemini başlatan ve 1985 yılında kurduğu stüdyoyla TRT kanalına, birçok haber ya da eğlence yapımı hazırlayan Türker İnanoğlu, 1997 Yılında TÜRVAK – Türker İnanoğlu Vakfı’nı kurdu. Yapımcılığını üstlendiği tüm filmlerin haklarını ve kendi üzerinde bulunan tüm televizyon yapımlarını, TÜRVAK’a devreden İnanoğlu, 2001 yılında “Türkiye’nin ilk ve tek sinema müzesi” olan TÜRVAK Sinema Müzesi’ni kurdu.

Itır Esen ile oyuncu Macit Koper

1975 yılından itibaren Yeşilçam’ın güzel gözlü, hüzünlü bakışlı, masum kızı olarak sinema yolculuğunu sürdüren Itır Esen, ilk olarak Aşkı Memnu dizisinin çekimlerine başlamak üzere olan ve dizi için yeni yüzler arayan Halit Refiğ’in dikkatini çeker. Halit Refiğ Itır Esen’i gördüğü anda Nihal karakteri için aradığı oyuncuyu bulduğunu anlar ve kısa süre içerisinde onu dizi ekibine dahil eder. 1975-1978 yılları arasında Bizim Aile (1975), Gülen Gözler (1977), Aile Şerefi (1976), Cennetin Çocukları (1977) dahil toplam sekiz filmde oynayan Esen, Münir Özkul, Adile Naşit, Tarık Akan, Şener Şen, Halit Akçatepe gibi birçok büyük oyuncu ile çalışmıştır. Itır Esen, festivalin açılış töreninde verilecek onur ödülünün sahibi olacak.

 1983 yılına dek ilgilendiği ve çalıştığı asıl alan tiyatro iken Atıf Yılmaz ile tanışıklığı ile beyazperdeye adımını atan Macit Koper, sinemada hem oyuncu hem senarist olarak çalışır. “Sanatçı olmak, kendini ifade etmenin en etkili yollarından biri, belki de birincisidir.” diyen Macit Koper, festivalin açılış töreninde verilecek olan bir diğer onur ödülünün sahibi olacak.

Yönetmen Yılmaz Atadeniz, görüntü yönetmeni Çetin Tunca , Makyaj uzmanı, ses sanatçısı ve oyuncu Suzan Kardeş

55 yıl önce Yedi Kocalı Hürmüz filmiyle yönetmenliğe başlayan ve 1963-1994 yılları arasında 100’e yakın film yöneten Yılmaz Atadeniz, festivalde bu yılın sinema emek ödülü alacak isimleri arasında yer alıyor.    

Festivalin diğer bir sinema emek ödülü ise Gülşah (1975), Selvi Boylu Al Yazmalım (1977), Şalvar Davası (1983) gibi filmlerin aralarında bulunduğu onlarca filmin görüntü yönetmenliğine adını yazdıran ve Selvi Boylum Al Yazmalım ile Hayallerim, Aşkım ve Sen filmleriyle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden En İyi Görüntü Yönetmeni ödülünü iki kez kazanan Çetin Tunca’ya verilecek.  

Son olarak; makyaj uzmanlığına, HürriyetGazetesi’nde yayımlanan fotoromanlardaki oyunculara makyaj yaparak başlayan,1985 yılından itibaren Sezen Aksu, Türkân Şoray gibi birçok ünlünün, sahne ve sinemamakyajlarını yaparak kariyerine devam eden Suzan Kardeş de festivalin açılıştöreninde verilecek sinema emek ödüllerinin bir diğer sahibi olacak.

#Eskişehir #Uluslararası #Film #Festival  #AnadoluÜniversitesi #İletişimBilimleri #ödül #Türkerİnanoğlu #Türvak #Kültür #Sinema #söyleşi #Türk #Dünya #Gece #Unutulmazlar, #Türkiye #Kısa #Genç #Canlandırma #Belgesel #Engelli #EskisehirFF @EskisehirFF

Yazı kategorisi: Drama(Tiyatro), Genel

Tiyatro Otantika Sevimli Dostlar ve Masallar Ülkesi Çocuk Oyunu Eskişehirde

11 Kasım Pazar Yunus Emre Kültür Merkezinde oynanacak müzikli ve danslı oyunların saatleri şöyle.
Sevimli Dostlar, 13:00
Masallar Ülkesi, 15:00 ve 17:00
Oyunların süresi 50 dakikadır.

Biletler Oyun günü gişeden temin edilecektir.
Fiyat:15 ₺,  kuponlu 10 ₺
(Kuponlar okullardan temin edilebilir)
Etkinlik, iki yaşından küçükler ve Engelliler için ücretsizdir

Toplu Katılım, Grup İndirimi ve Bilgi İçin;
İletişim 0554 1295226

#Tiyatro #Otantika #SevimliDostlar #MasallarÜlkesi #Çocuk #Oyun #tiyatro #Eskişehir #YunusEmre #Kültür #Merkez #TiyatroOtantika

Yazı kategorisi: Drama(Tiyatro), Genel, müzik, İrfan (culture)

Tepebaşı Belediyesi Anneler Tiyatro Topluluğu Atatürk’ü anmak için temsil düzenliyor

Hafize Erdoğan’ın yöneteceği, Zeynep Kayamaz’ın ses ve ışık düzenlemesini yaptığı müzikli temsil 9 Kasım saat 19.30’da Tepebaşı Belediyesi Zübeyde Hanım Kültür Merkezinde sahnelenecektir.

Dansla ve temsil (tiyatro, theatre) ile uzman (profesyonel, professional) ilişkisi olmayan bir birliktelik. Tamamen acemi (amatör, amateur)ruhla, Ortak bir çalışma tarzı ve haftanın üç günü disiplin ile çalışan kadınlardan oluşuyor. Kendi ekolünü yaratan topluluk sahneye koyduğu gösterilerde seyirci görüşlerini alıyor. Ortak ifade… bu kadarını beklemiyorduk, çok çalışılmış, ortaya konulan emek çok değerli ifadeleri ile dillendiriliyor. Hırs ve egolardan, rant ve rekabetten uzak ortak emek ve özgür irade ile bir araya gelmiş kadınları izledikten sonra içinizi bir aydınlık kaplayacak.

Hafize Erdoğan

Anneler Halk Oyunları Topluluğu

ESKİŞEHİR’de, 10 yıl önce Barbaros İlkokulu öğrenci velisi kadınlar tarafından oluşturulan ‘Anneler Halk Oyunları Topluluğu’, 2 yıldır Tepebaşı Belediyesi’nde halk oyunları ve tiyatro çalışmalarını sürdürüyor.
Anneler Halk Oyunları Topluluğu Genel Sanat Yönetmeni Hafize Erdoğan, çoğu ev kadını olan 40 kişiyle halk oyunları ve tiyatro çalışması yaptıklarını, sergiledikleri oyunların, izleyenlerin beğenisini kazandığını söyledi. Eskişehir Barbaros İlkokulu’nda, 2008 yılında, okul aile birliği başkanlığı yaptığını belirten Erdoğan, “Barbaros İlkokulu’nda kadın velilerin katılımıyla halk oyunları ekibi kurduk. Çalışmalarımız sürerken, Tepebaşı Belediyesi, bize destek oldu. 2 yıldır da belediye bünyesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Profesyonel anlamda değil, amatör anlamda çalışıyoruz. Seyircilerimiz çok başarılı olduğumuzu söylüyorlar; ama tabi ki takdir seyircinin. Halk oyunlarının yanı sıra tiyatro çalışmaları da yapıyoruz. Sahnelediğimiz oyunlarda salon tamamen doluyor. Burası sirkülasyonu olan bir kadın topluluğu. Bugün 40 kişi çalışıyor. 3 ay geçiyor değişiyor. Tabi ki değişmeyen bir kemik kadro var. 10 yıldır Eskişehir’de elimizden geldiğince sahne sanatları ve tiyatro, halk oyunları, dans anlamında yaptığımız şeyleri seyirciye sunuyoruz. Özellikle kadın ağırlıklı, kadını anlatan, kadına öncelik veren oyunlar yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

http://www.hurriyet.com.tr/anneler-hem-folklorde-hem-tiyatroda-var-40762536

#TepebaşıBelediyesi #Anneler #Tiyatro #Topluluğu #Atatürk #anma #irfan  #oyun #dans #temsil #HafizeErdoğan #ZeynepKayamaz #ZübeydeHanım #Kültür #Merkez #Eskişehir

Yazı kategorisi: Genel, heykel, Resim, Fotoğraf (photo), Sergi, İrfan (culture)

Eldem Kültür ve Sanat Vakfı (EKSAV) Dalyancı Konağı ile Eskişehir’e yeni bir sanat evi kazandırdı

3 Kasım tarihinde EKSAV tarafından yenilenen (restore) Dalyancı Konağı Eldem Ticaret’in 10 milyon lira vakfederek kurduğu Eldem Kültür ve Sanat Vakfı ile Eskişehir’de sanata gündüz ve gece yön verecek.

EKSAV’ın düzenlediği ilk karma sergi etkinliğine, CHP Eskişehir milletvekilleri Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü, Eskişehir Büyükşehir Belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen Odunpazarı Belediye başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye başkanı Ahmet Ataç, Ticaret Odası Başkanı Metin Güler, Sarıcakaya Belediye başkanı Faruk Güler, Ali Eldem ve Eldem ailesi, Sarar şirketinden Atilla Çoban,  Kırım Derneği Başkanı Evren Olcay, Sanat Derneği Başkanı, Kuaför ve Berberler Oda Başkanı, Büyükşehir ve Odunpazarı Belediyesi çalışanları, Kırım Dernek üyeleri ve çok sayıda sanatseverden oluşan bin kişilik bir kalabalık katıldı.

Sırasıyla Ali Eldem, Devrim Erbil, Ekrem Özen, Kazım Kurt, Ahmet ataç, Yılmaz Büyükerşen ve CHP Eskişehir milletvekilleri Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü birer konuşma yaptılar. Konuşmaların ardından Dalyancı Konağının açılmasına katkılarından dolayı, Ali Eldem, Ekrem Özen, Tuğba Akan, Umut Cankurtaran, Deniz Yakaboyu, Devrim Erbil, Hanefi Yeter, Serpil Yeter, Gültekin Çizgen, Habip Aydoğdu, İbrahim Örs’e plaketleri verildi.

Ödül töreninden sonra sanatseverler konağı gezdiler.

Ali Eldem, Eldem Ticaret, Eldem Kültür ve Sanat Vakfı, Dalyancı Konağı,

Açılış konuşmasında söz alan Eldem Ticaret’in sahiplerinden Ali Eldem, Dalyancı Konağını Odunpazarı Belediyesinden aldıktan sonra yenileme için 1,5 milyon liralık bir para harcandığını belirtti. Bu destekle de yetinmediklerini bunun yanında sanatsal etkinliklerin sürdürülmesi için EKSAV’ı kurduklarını ve parasal olarak desteklediklerini ifade etti.  Kültür sanata destek verme sürecinde Eldem Ticaret olarak diğer iki kardeşinden de tam destek aldıklarını da aktardı.

Sarıcakaya, Hasan Hüseyin Eldem kent müzesi

Ali Eldem konuşmasında aile büyüklerinden İbrahim Efendi, Hüseyin ve babaları Hasan Hüseyin Eldem’den bahseden Ali Eldem kardeşleri Nihat ve İbrahim Eldem olarak ticari faaliyette bulunduklarını söyledi.  Sarıcakaya ilçesine ailelerinin hatıraları yaşatmak için dedelerinin çalıştığı Sarıcakaya ilçesinde bulunan ailelerine ait konağı Sarıcakaya Belediyesine bağışladıklarını anlattı. Bağışladıkları aile konağının, Sarıcakaya Belediyesi başkanı Faruk Güler’in önderliğinde,  Eskişehir Valiliğinin desteği ile de Hasan Hüseyin Eldem kent müzesine adında yeni bir müze olarak yakında açılacağı müjdesini verdi.

Müspet ilim ve bilimle uğraşan, düşünen, düşündüğünü gerçekleştiren, sanat ve kültür hayatının içinde olan, Atatürk ilke ve inkılaplarıyla haşır neşir olmuş, vatanını  seven,  milleti ile barışık gençlere hizmet etmek için bu vakfın kapılarını açtık. Katkıda bulunan aile fertlerine tek tek teşekkür etti.

Odunpazarı Belediyesi ve Odunpazarı Evleri Kültür Sanat Bölgesinin Oluşumu

Odunpazarı’na yeni müze kazandıran Kanatlı Ailesine, Odunpazarı Modern Müzesini 2019 yılında açacak, Polimeks  grup  sahipleri Cem Siyahi’ye ve Erol Tabanca ‘ya bir Eskişehirli olarak teşekkür etti. Türk Dünyası Vakfı ve Eskişehir Valiliğince Odunapzarında bir çok konak yenilendi. Belediye başkanımı Kazım Kurt’ta bu yenileneme faaliyetlerine devam etmektedir. Bundan önce de Belediye Başkanlığı yapmış Ayhan Boyer ve Burhan Sakallı’ya Odunpazarı’na yaptıkları hizmetler için teşekkür etti. Ayrıca Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e de hem rektörlük hem de belediye başkanlığı dönemindeki Odunpazarı’nı müzeler kenti haline getirmesinden dolayı teşekkür etti.

Odunpazarı’nın kültür ve sanat etkinliklerinin gece de yaşayabileceği ve müzik etkinliklerinin de devam edebileceği bir yer haline getireceklerini söyledi. Vakfın ilk etkinliği olan bu sergiye katkılarından dolayı Devrim Erbil, Hanefi Yeter, Serpil Yeter, Gültekin Çizgen, Habip Aydoğdu, İbrahim Örs’e teşekkür etti.

Devrim Erbil, Eskişehirli olmak ve Eskişehir’deki etkinliklerim

Eskişehir’e 1980 yılında üniversiteye gelmek için aldığı daveti reddetse de o günden bugüne Eskişehir’de kültür ve sanat için akademisyen sanatçı olarak etkinliklere katıldığını söyledi. Kendisini hep Eskişehirli hissettiğini için, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi ve Tepebaşı Belediyesi için sergiler düzenlediğini belirten sanatçı Eskişehir bir sanat şehri olduğunu vurguladı. Eskişehir’e kazandırılan bu sanatsal yapıya destek için geldiklerini, bu yapıyı sana kentine kazandıranlara ve buraya gelerek bu sanatsal etkinliğe destekleri için sanatçı arkadaşlarına hocaları olarak teşekkürlerini ifade etti.

Aile Şirketleri, Firmalar, Sanat, Koleksiyon, Müze ve Sanatsal Destekler, Sanatçıların Yetişmesi

Altı ay önce Ali Eldem geldi. Kendisinin sanatla nasıl iç içe olduğunu gördüm. Batıda sanatçının gelişmesi için aileler destek vermektedirler. Batı’da büyük şirketlerin hepsinin koleksiyonları vardır ve müzeler kurarlar.

Eldem ailesine girişimlerinden dolayı, akademisyen sanatçı olarak şu üzüntüyü duymuşumdur yetiştirdiğimiz gençler destek bulamazlar sanatlarını yaşatmazlar. Bu nedenle kentin kültür ve sanat hayatında ayrı bir yere sahip olacaktır. Eskişehir’i bu uygar seviyeye getiren herkese teşekkür etti.

Ekrem Özen, Sergi düzenleyicisi (curator)

Dalyancı konağının yenileme çalışmalarından sonra, Eskişehir İçin sadece güzel sanatlar alanına değil tüm diğer sanat alanlarında faaliyette bulunacak bir yer olacağını düşünüyorum. Sanatçılarımızda Ali Beyin bu katkılarına destek vermek için buraya geldiler. Sanatçılarımızın hepsi uluslararası öneme sahip olup, eserleri önemli müzelerde ve kolleksiyonlarda bulunmaktadır. Hocaların da hocası ünlü ressamımız Devrim Erbil, çalışma hayatı bittikten sonra da resim çalışmalarına devam eden Serpil Yeter, ülkemizin en iyi fotoğraf fotoğrafçısı Gültekin Çizgen, resmin önemli isimlerinden Habip Aydoğdu, uzun yıllar akademi hocalığı yapmış, Danimarka’da yaşayan İbrahim Örs, resim ve heykellerle çalışan Hanefi Yeter’de şu an aramızdalar.

Sanatçılarımız halkla ve insanlarla birlikte olmak ister. Bu birlikteliği bize yaşatan Ali Eldem ve Eldem ailesine teşekkür etti.

Kazım Kurt, Odunpazarı Kültür Sanat Merkezi, İşadamları, Müze

Başkan, Eskişehir kültür ve sanat şehir olacağı gibi Odunpazarı’nın da da tarihi önemi itibari ile kültür ve sanat merkezi olacağını söyledi.  Ali Eldem’in de sanat konusunda kendileri gibi düşünmüş olmasına sevindiğini belirtti. Eskişehir’de başarılı bir işadamının sanata yatırımın yapmasının Eskişehir’e ve Türkiye’ye örnek olduğunu,  Belediye olarak elimizde var olan projelerin, sanata yatırım yapmak isteyen Eskişehirli işadamlarımızı beklediğini duyurdu.

Ataol Behramoğlu Kütüphanesi, Gültekin Çizgen Fotoğraf müzesi

Ataol Behramoğlu’nun kendi kütüphanesini kendilerine bağışladığını ve  en kısa sürede yazarımız adına bir kütüphanenin açılacağını söyledi.  Az önce de ünlü fotoğraf sanatçısı Gültekin Çizgen’in de kendi fotoğraf arşivini bağışladığını, kendilerinin de en yakın zamanda sanatçı adına bir fotoğraf müzesini Eskişehir’e kazandıracağını duyurdu.

Katkı veren herkese, belediye çalışanlarına ve Eldem ailesine çok büyük teşekkür ettiğini ifade etti.

Ahmet Ataç, Kültürel ve Sanatsal Faaliyetle ve insan Ruhu

Ataç, buradaki herkesin yüzünün güldüğünü demek ki, sanat insanın yüzünü güldürdüğünü ve insanın ruhunu özgürleştirdiğini söyledi. Eskişehir’in sanata dönük bir şehir olma yolunda mesafe aldığını belirtti.

İnsan ruhunda sadece kültürel ve sanatsal binaların olmasının yetmediğini bunun yanında sanatın ve kültürün de var olması gerektiğini,  Belediyeler olarak kendilerinin de kültürü geliştirmek için adım attığında, şehirde de kültürün artmasını sağlayabildiklerini aktardı.

Bu kültürel ortama katkılarından dolayı Ali Eldem’e ve Eldem ailesine teşekkür etti.

Yılmaz Büyükerşen, İşadamı, Devlet, Gelişme, Bağış, Karabaşlı Çivi,  

Bu şehirde doğup büyüyen bir başkan olarak, hep Eskişehir’in neden İstanbul, Ankara ve İzmir olmuyor diye düşünürdüm. Hayatım boyunca bunun için çaba sarf ettim. Bu çalışmalarda devletin imkânlarını kullanabildim. Anadolu Üniversitesini yönetirken neden üniversitenin gelişmesi için Eskişehirli işadamlarının ve Eskişehirlilerin neden bir karabaşlı çivi bağışlamadığını düşündüğünü söyledi. Birisinin karabaşlı bir çivi bağışlasa onu altın suyuna bandırıp, özel çerçevede üniversitede sergileyeceğini ifade etti. Bunun için uzunca bir süre beklemesi gerektiğini vurguladı.

Kültürel gelişim, Hamam Müzesi, Sanat sokağı

Belediye başkanlarımızın çalışmaları ile Tepebaşı ve Odunpazarı’nda zaman içinde kültürel faaliyetlerin arttığını gördüğünü belirtti.

Bağdadi ağacından esinlenerek yapılacak Odunpazarı Modern Müzesi’nin de bu sene açılacağını söyledi.

Eti ve Sabancı firması Uzay evi açması, Belediye olarak Odunpazarı’ndaki konakların bir kısmı butik otel ve Balmumu müzesine dönüştürülerek Eskişehir’deki kültürel ve sanatsal hayata katkı yapıldığını ifade etti. Yakın bir zamanda da bir Hamam Müzesi açılacağı haberini verdi. Eskişehir bir kaplıca şehri olduğu için hamam kültürüne ait merak edilenleri görebileceğini söyledi. Sanat sokağı içinde sanat atölyesi, çocuklar için kukla atölyesi, yeni başlayanlar için tiyatro sahnesi olacağını aktardı.

Ayrıca butik otellere yakın alanda yeni sergi alanları ve galerilerin olacağı yeni mekânlar kazandıracağını haber verdi.

Ali Eldem’in kültürel ve sanatsal hayatımıza yaptığı katkının diğer işadamlarımıza örnek olmalı diyerek konuşmasını bitirdi.

Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü

CHP Eskişehir milletvekilleri Çakırözer ve Süllü,  Ali Eldem’in, Eldem ailesine ve Kazım Kurt’a Eskişehir kültür ve sanat hayatına yaptığı katkılardan dolayı teşekkür ettiler.

Vestel Sanat Galerisi

2006 yılında Eldem Ticaret Cengiz Topel caddesindeki mağazasında tarihinde faaliyete geçirdiği Vestel Sanat Galerisi ile kültür sanat faaliyetlerine on yıl önceden başlamıştı. Bu galeri daha sonra Sakarya Caddesi ve Hamamyolu’nda da bir süre faaliyette bulunmuştu. Galeri, Eskişehir’de on yıl boyunca birçok sergiye ev sahipliği yapmıştı. Galeri daha sonra faaliyetlerine İstanbul’da devam etmişti.

Ali Eldem için daha ayrıntılı bilgi

Karma Sergide Türkiye’deki ulusal ve ulusalar arası üne sahip önemli sanatçıların eserleri sergilenecektir. Bu sanatçılar arasında Ressam Devrim Erbil’in resimlerini , ressam Hanefi Yeter’in resimlerini, ressam Serpil Yeter’in resimlerini, fotoğraf sanatçısı Gültekin Çizgen, ressam Habip Aydoğdu’nun resimlerini, ressam İbrahim Örs’ün resimlerini,  Eskişehirli cam sanatçısı Ekrem Özen’in cam eserlerini görebilirsiniz.

Ressam Devrim Erbil için ayrıntılı bilgi

Ressam Hanefi Yeter için ayrıntılı bilgi

Ressam Serpil Yeter için ayrıntılı bilgi

Fotoğraf sanatçısı Gültekin Çizgen için ayrıntılı bilgi 

Ressam Habip Aydoğdu için ayrıntılı bilgi

Ressam İbrahim Örs için ayrıntılı bilgi 

Cam sanatçısı Ekrem Özen için ayrıntılı bilgi 

Yazı kategorisi: Genel, söyleşi

Porsuk Kültür Dergisi Fotoğraf ve Kent Belleği söyleşi düzenliyor

Aylık Porsuk Kültür dergisi söyleşi etkinliklerinin ilkinde Prof. Dr. Levend Kılıç’ı konuk ediyor. Sanatçının “Fotoğraf ve Kent Belleği” söyleşisi ve imza günü etkinliği  10 Kasım günü saat 15.00’de Ghetto Kitap Kafe’de gerçekleşecek.

Levend Kılıç, EFSAD,

EFSAD kurucu üyesi ve bir dönem başkanlığını yapan Eskişehir doğumlu sanatçı, SBF Basın ve Yayın Yüksek Okulu’nu 1976’da bitirdi, Fotoğraf, Görüntü Estetiği ve Video Sanatı konularında uygulama ve akademik çalışmalarını Anadolu Üniversitesi’nde sürdürdü. 1985’de doktorasını tamamladı, 1988’de doçent ve 1993’de profesör oldu. 1971’de başladığı fotoğrafçılığı uygulama ve kuramsal çalışmalarla sürdürdü. Fotoğrafın teknik ve kuramsal yönüyle ilgili çeşitli yazılar kaleme aldı.

Anılarda Eskişehir, Eskişehir Kent Kitabı, Heykellerde Yaşayan Üniversite, Meslekte Kırk Yıllıklar, Eskişehir’in Esnaf ve Zanaatkârları, EFSAD 15. Yıl  kitaplarını yayınladı.

Yazı kategorisi: Drama(Tiyatro), Genel, müzik

Hayvanlar Alemi isimli müzikal çocuk oyunu Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.

Oyun,  4 Kasım Pazar günü saat 13.00 ve 15.00’de iki kez Tepebaşı Belediyesi Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.

Tepebaşı Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü tarafından desteklenen ve Tepebaşı Belediyesi Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde sahnelenecek Hayvanlar Alemi adlı müzikal çocuk oyununun yönetmeni Burak Sağlam, Doğal Yaşam Merkezi’ni ziyaret etti.

Merkezi gezerek yetkililerden çalışmalar hakkında bilgiler alan Sağlam, “Tepebaşı Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü’nün, çocuklara hayvan sevgisini aşılamak için güzel çalışmaları var. Basından da yakinen takip ediyorum. Biz de güzel bir organizasyon eşliğinde çocuklara müzik ve tiyatro ile hayvan sevgisini aşılamak istiyoruz. Tepebaşı Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü, sahneleyeceğimiz tiyatro için bize çok duyarlı bir yaklaşım sergiledi ve bizlere manevi destek verdi” şeklinde konuştu.

Oyun hakkında bilgi almak isteyen vatandaşlar 0 (222) 221 22 06 numaralı telefondan yetkililere ulaşabilecek.

http://www.tepebasi.bel.tr/hd.asp?hid=7641

Yazı kategorisi: Genel, Sergi, İrfan (culture)

Eskişehir Ticaret Odası Eskişehir’in pişmiş toprak kültürü Sorkun Çömleğini tanıtıyor

Eskişehir Ticaret Odası bünyesinde faaliyetlerini sürdüren AB Bilgi Merkezi, 2018 Avrupa Kültürel Miras yılı kapsamında, Sorkun Çömleği kitabı yayınladı.

Sorkun kitabının tanıtımı ve fotoğraf sergisinin açılışı Eskişehir Ticaret Odası Meclis Salonu ve ETO SANAT Galerisi’nde 19 Ekim Cuma günü gerçekleşti. Kitap tanıtımı ve sergi açılışına Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler, AB Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı ve İletişim Bölümü Başkanı Marie-Madeleine Kanellopoulou katıldı.

Açılış öncesinde konuşan ETO Başkanı Metin Güler, “ Sorkun Çömleği, Eskişehir için geleneksel sanat özelliğine sahiptir. Çömlekler atalarından kalma teknikle ve binlerce yıldır sürdürülen bir gelenekle Sorkunlu kadınlar tarafından üretiliyor. Bin bir zahmetle bizlere ulaşan bu el emeği eserler, Eskişehir’in pişmiş toprak kültürünü ve geleneğini yansıtıyor. Sorkun Çömleği’nin daha geniş kitlelere ulaştırılması bakımından bugün tanıtımını gerçekleştirdiğimiz kitabımızın ve sergimizin önemli bir referans kaynağı olacaktır” dedi. Okumaya devam et “Eskişehir Ticaret Odası Eskişehir’in pişmiş toprak kültürü Sorkun Çömleğini tanıtıyor”